
Türkiye’nin en değerli tarım ürünü olan fındık, yine büyük oyunların ortasında kaldı.
Fiyatı kim belirliyor, üretici neden kazanmıyor, yabancı şirketler neden bu kadar etkili?
Sadakat Haber olarak derinlemesine araştırdık.

Karadeniz’in alın teri, sabahın ilk ışığında bahçeye inen çiftçi artık ne kazanacağını bile bilmiyor.
Bu yıl hem rekolte düşük hem de maliyet yüksek.
Mazot, gübre, işçilik üçe katlandı.
Üretici ürünü satmak istiyor ama piyasada fiyat belirsiz.
TMO alım fiyatı 200 TL açıklasa da serbest piyasada 270–350 TL arası gidip gelen rakamlar çiftçiyi tatmin etmiyor.
Fiyat bir gün yükseliyor, ertesi gün düşüyor.

Bugün piyasada en çok konuşulan konu bu.
Fiyatı biz mi belirliyoruz, yoksa yabancılar mı?
Cevap acı ama gerçek: büyük alıcılar, yani uluslararası dev şirketler fiyat üzerinde büyük baskı kuruyor.
Özellikle çikolata ve gıda sektörünün devlerinden biri olan Ferrero, yıllardır Türkiye’den aldığı yüksek miktardaki fındıkla piyasada belirleyici hale geldi.
Bu şirket alımını biraz ertelediğinde ya da stok kullandığında, Karadeniz’de binlerce çiftçinin geliri altüst oluyor.

Üreticiler artık açık açık konuşuyor:
Bizim emeğimizin değeri masa başında, yabancı ülkelerde belirleniyor.
ABD’nin ve büyük şirketlerin planı bu mu? Türk çiftçisini pes ettirip toprağından koparmak mı?”
Köylünün diliyle söylersek; fındık bahçesinde ter döken üretici artık kendi emeğinin patronu değil.

Kamuoyunda son haftalarda konuşulan iddia şu:
ABD merkezli dev firmalar, Türkiye’nin fındık pazarını tamamen kontrol etmek istiyor.
Amaç, fiyatı düşük tutmak, üreticiyi zor durumda bırakmak ve uzun vadede bağımlı hale getirmek.
Bu iddialar şu anda belgeye dayanmasa da fındık piyasasındaki olağan dışı hareketlilik bu kuşkuları artırıyor.Yıllardır fındıkta kazanan yine aynı şirketler, kaybeden hep aynı: Türk üretici.

Birçok bölgede mahsul azaldı.
Don vurdu, böcek sardı, hava dengesizleşti.
Ama üreticinin dayanma gücü artık tükeniyor.
Borç, kredi, bekleyen faturalar…
Ürün elden çıkmadan icra kapıya dayanıyor.
Biz artık bahçeye değil, borca çalışıyoruz” diyor üretici.

TMO’nun alım fiyatı üretici için can simidi oldu ama yetmiyor.
Çiftçi diyor ki:
Biz taban fiyat değil, hak ettiğimiz fiyat istiyoruz.
Bir kilo fındığın maliyeti 180 TL’ye dayanmışken, 200 TL alım fiyatı geçim değil, hayatta kalma sınırı.
Devletin fındık politikası net olmalı, üreticiye güven vermeli.
Denetim, alım ve ihracat süreçleri şeffaf yürütülmeli.

Karadeniz’de üretici örgütlenmeye başladı.
Birçok köyde üreticiler kendi aralarında “birlikte satış” ve kooperatifleşme” fikrini konuşuyor.
Amaç, aracılara ve yabancı alıcılara karşı direnç oluşturmak.
“Biz birlik olursak fiyatı biz belirleriz” diyen çiftçiler, toprağına sahip çıkmakta kararlı.

Bu mesele sadece bir tarım ürünü meselesi değil.
Fındık, Türkiye’nin döviz kazandıran en önemli ürünü.
Yabancıya bağımlı hale gelmek, sadece çiftçiyi değil, ülke ekonomisini de zayıflatır.
Eğer önlem alınmazsa, önümüzdeki yıllarda Türk fındığı dışarıdan yönetilen bir piyasa haline gelecek.

GÜNDEM
9 saat önceGÜNDEM
10 saat önceGÜNDEM
15 saat önceGÜNDEM
15 saat önceGÜNDEM
18 saat önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önce
2
DSP TERME İLÇE BAŞKANI HÜSEYİN BOZ, ANKARA’DA BAKANLARLA VE MİLLETVEKİLLERİYLE TERMENİN GELECEĞİ İÇİN MASAYA OTURDU
5553 kez okundu
4
TERME İÇİN YENİ BİR BAŞLANGIÇ! ANAHTAR Partisi, Terme’de Güçlü Bir İsmi Göreve Getirdi: Musa Kurun İlçe Başkanı Oldu!
4709 kez okundu
5
TERME’DE ŞEFFAF YÖNETİMİN EN GÜZEL ÖRNEĞİ:
3632 kez okundu