TÜRKİYE’DE SİYASETİN DERİN ÇATIŞMASI: CHP NE İSTİYOR, AKP NE YAPACAK?
Türkiye, son aylarda siyasetin en sert dönemlerinden birini yaşıyor. Bir yanda CHP’nin İstanbul teşkilatına yönelik hukuki müdahaleler, diğer yanda art arda gelen sokak eylemleri, internet kısıtlamaları, ekonomik vaatler ve güvenlik temelli politikalar. Görünen o ki ülkede yalnızca seçim sandığında değil, sokakta, mahkemede ve hatta dijital dünyada da yeni bir iktidar mücadelesi yaşanıyor.
CHP, İstanbul örgütüne yönelik mahkeme kararlarını siyasi darbe’olarak nitelendiriyor. Parti, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan sürecin demokrasiye müdahale olduğunu belirtiyor ve erken seçim çağrılarını yükseltiyor. Sokak eylemlerini artırarak hem Türkiye kamuoyuna hem de uluslararası çevrelere mesaj veriyor. CHP’nin stratejisi, örgütlü direnişi sürdürmek, halkın ekonomik sıkıntılarını siyasetin merkezine taşımak ve iktidarı seçim yoluyla zorlamaktan geçiyor.
AKP ise farklı bir hatta ilerliyor. Hukuk ve idari mekanizmaları kullanarak muhalefetin alanını daraltıyor. Yerel yönetimler üzerindeki baskılar, parti örgütlerine yönelik müdahaleler ve sokak eylemlerine hızlı polis müdahaleleri bunun göstergesi. Bunun yanında hükümet, enflasyonla mücadele mesajı veren orta vadeli ekonomik programıyla seçmene istikrar’vadediyor. Ekonomik sıkıntıların hafifletilmesiyle toplumsal öfkenin törpüleneceği düşünülüyor. Aynı zamanda güvenlik ve dış politika hamleleriyle milliyetçi tabanı konsolide etmek amaçlanıyor.
Perde arkasında ise çok daha karmaşık bir tablo var. CHP, tabanını diri tutmaya çalışırken kendi içinde liderlik ve strateji tartışmalarını yaşıyor. AKP, hukuki kararları siyasal üstünlüğün aracı haline getirirken internet kısıtlamalarıyla bilgi akışını sınırlıyor. Ekonomide ise kamuoyuna verilen mesajlar, krizi gerçekten çözmekten çok, seçmen psikolojisini yönetmeye yönelik bir araç gibi görünüyor.
Önümüzdeki süreçte üç ihtimal öne çıkıyor: Birincisi, tansiyonun düşürülerek seçim atmosferine girilmesi. İkincisi, müdahalelerin ve sokak eylemlerinin sertleşerek uzun vadeli bir çatışma sürecine dönüşmesi. Üçüncüsü ise düşük ihtimalle de olsa taraflar arasında beklenmedik bir uzlaşma sağlanması.
Sonuç olarak Türkiye, bir kez daha siyasetin sert yüzüyle karşı karşıya. CHP, halkın sokaktaki iradesine yaslanarak yol almaya çalışıyor. AKP ise hukuk, ekonomi ve güvenlik kartlarını kullanarak iktidarını sağlamlaştırmaya çalışıyor. Kimin kazanacağı, yalnızca mahkemelerin ya da sokakların değil, aynı zamanda ekonominin ve uluslararası dengelerin de belirleyeceği çok katmanlı bir mücadeleye bağlı.
Sadakat Haber Ajansı
Cemal Peker
News
