Türkiye, Zengezur Koridoru’nun Neresinde? Bob Farmer – Dünya Basın Federasyonu Genel Başkanı, 1TVTR İmtiyaz Sahibi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye, Zengezur Koridoru’nun Neresinde?

Bob Farmer – Dünya Basın Federasyonu Genel Başkanı, 1TVTR İmtiyaz Sahibi

Avrasya jeopolitiğinin parlayan yıldızı” ifadesi, Azerbaycan’ın son yıllarda bölgesinde sergilediği yükselişi en iyi anlatan tanımlamadır. Bu nitelendirmenin patenti bana ait; zira Azerbaycan gerçekten de Güney Kafkasya’da lider bir devlet olarak tarih sahnesindeki yerini sağlamlaştırıyor. Enerji kaynakları, stratejik coğrafi konumu ve askeri kapasitesi, Bakü’yü bölgesel denklemlerde vazgeçilmez bir aktör haline getirmiş durumda.

Zengezur Koridoru, yalnızca Azerbaycan ile Nahçıvan’ı birbirine bağlayan bir ulaşım hattı değil; aynı zamanda Türk dünyasının fiziksel bütünleşmesi, Avrasya ticaret yollarının yeniden şekillenmesi ve enerji nakil hatlarının güvenliği açısından stratejik bir arterdir. Bu hat, Türkiye için yalnızca bir dış politika konusu değil; aynı zamanda ekonomik, lojistik ve jeopolitik bir zorunluluktur.

Ankara, Zengezur Koridoru’nu Orta Koridor projesinin kritik bir halkası olarak görüyor. Bu sayede Türkiye, Çin’den Avrupa’ya uzanan ticaret akışında önemli bir lojistik merkez olma konumunu güçlendirecek. Bakü ile Ankara arasındaki “iki devlet, tek millet” anlayışı, koridorun hayata geçirilmesi sürecinde siyasi iradenin en güçlü teminatı.

Bölgedeki gelişmeler, Zengezur’un yalnızca Azerbaycan-Ermenistan sınır hattı meselesi olmadığını, aynı zamanda küresel güçlerin ilgi alanına giren bir jeopolitik alan olduğunu gösteriyor. Rusya, İran, Avrupa Birliği ve Çin’in koridora yönelik farklı motivasyonları, bu hattın uluslararası rekabet sahası haline gelmesine yol açıyor. Türkiye, bu çok aktörlü denklemde hem diplomatik manevra kabiliyetini hem de sahadaki stratejik ortaklıklarını devreye sokuyor.

Koridorun hayata geçmesi halinde, Türkiye yalnızca Güney Kafkasya’ya değil, Hazar üzerinden Orta Asya’ya ve oradan da Çin’e uzanan geniş bir ticaret ve enerji ağına doğrudan erişim sağlayacak. Bu, ekonomik açıdan olduğu kadar siyasi nüfuz açısından da büyük bir kazanım anlamına geliyor. Enerji boru hatlarının güvenliği, mal taşımacılığında süre ve maliyet avantajı ile stratejik derinliğin artırılması, Ankara’nın uzun vadeli hedefleri arasında öncelikli konumda.

Türkiye–Çin–Avrupa Hattında Stratejik Etki

Zengezur Koridoru, Çin’in “Kuşak ve Yol” girişiminin kara yolu bileşeniyle doğrudan örtüşüyor. Çin’den başlayarak Orta Asya, Hazar Denizi ve Güney Kafkasya üzerinden Türkiye’ye ulaşacak bu hat, Avrupa’ya açılan en kısa, en güvenli ve en istikrarlı güzergâh olma potansiyeline sahip. Deniz taşımacılığına kıyasla yüzde 30’a varan zaman tasarrufu, uluslararası ticarette Türkiye’yi vazgeçilmez bir lojistik köprü haline getirecek.

Avrupa açısından da koridor, enerji ve ticaret güvenliği açısından stratejik önemde. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası ortaya çıkan enerji darboğazı, Avrupa Birliği ülkelerinin alternatif tedarik yollarına ilgisini artırdı. Zengezur hattı, Hazar ve Orta Asya enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasını mümkün kılacak. Bu durum, Türkiye’yi yalnızca bir transit ülke değil, enerji ticaretinde merkez ülke konumuna taşıyacak.

Çin ise bu koridor sayesinde Orta Asya ve Kafkasya üzerinden Avrupa pazarına daha hızlı erişim sağlayacak. Karayolu ve demiryolu altyapısının tamamlanmasıyla birlikte, Çin–Avrupa ticaretinde Türkiye’nin payı belirgin biçimde artacak. Lojistik gelirler, liman ve depolama yatırımları, sınır geçişlerinden elde edilen ticari kazançlar Türkiye ekonomisine milyarlarca dolarlık ek katkı anlamına gelecek.

Ancak bu fırsatların önünde hâlâ ciddi jeopolitik engeller bulunuyor. Ermenistan’ın tavrı, İran’ın itirazları, Rusya’nın bölgedeki askerî varlığı ve Batı’nın dengeli politika arayışı, koridorun hızını belirleyen unsurlar olacak. Türkiye’nin bu hattı hayata geçirebilmesi, yalnızca diplomatik başarı değil, aynı zamanda bölgesel güç mücadelesinde kararlılık testi niteliği taşıyor.

Sonuç olarak Zengezur Koridoru, yalnızca bir ulaşım hattı değil; Avrasya’nın ticari, ekonomik ve stratejik geleceğini şekillendirecek bir anahtar. Türkiye bu anahtarı doğru zamanda ve doğru şekilde kullanırsa, hem Doğu hem Batı ile bağlarını güçlendirerek bölgesel güç konumunu kalıcı hale getirecek, hem de küresel ticaretin ana arterlerinden biri üzerinde söz sahibi olacaktır.

HABER

DÜNYA BASIN FEDERASYONU GENEL BAŞKANI

BOB FARMER