ORDU’DA TARTIŞMALARIN MERKEZİNDE BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI: İŞTE HALK, İŞTE TOPLANTI

ORDU’DA TARTIŞMALARIN MERKEZİNDE BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI: İŞTE HALK, İŞTE TOPLANTI

HABER CEMAL PEKER

ABONE OL
Aralık 25, 2025 22:25
ORDU’DA TARTIŞMALARIN MERKEZİNDE BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI: İŞTE HALK, İŞTE TOPLANTI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler hakkında son günlerde kamuoyunda yoğun şekilde tartışılan iddialar, kentte yönetim anlayışı, katılımcılık ve şeffaflık kavramlarını yeniden gündeme taşıdı. Özellikle maden projeleri üzerinden yürüyen tartışmalar,

karar süreçlerine halk mı yön veriyor, yoksa ekonomik aktörler mi? sorusunu beraberinde getirdi.

Bazı çevreler, Ordu’da planlanan ya da yürütülen maden faaliyetlerine ilişkin toplantıların halkın doğrudan katılımıyla değil, ilgili şirket temsilcileriyle kapalı kapılar ardında gerçekleştirildiğini öne sürüyor. Bu iddialara göre, söz konusu toplantıların bir bölümünün şirketlerin kayıtlı olduğu ticaret odalarında yapıldığı ve kamuoyunun süreçlere yeterince dâhil edilmediği ileri sürülüyor.

Ancak konunun hukuki ve idari boyutu incelendiğinde, yerel yönetimlerin tek başına karar alma yetkisine sahip olmadığı açıkça görülüyor. Türkiye’de madencilik faaliyetleri; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ilgili valilikler, çevresel etki değerlendirme (ÇED) komisyonları ve çeşitli teknik kurulların onayıyla yürütülüyor. Belediyeler bu süreçte çoğu zaman tek başına karar verici değil, görüş bildiren ve uygulama aşamasında sorumluluk üstlenen kurumlardır.

Bu çerçevede, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in şahsına yöneltilen ‘tek başına karar alma’ eleştirilerinin, idari gerçeklikle ne ölçüde örtüştüğü tartışma konusudur. Uzmanlara göre, bir belediye başkanının, merkezi idareden ve ilgili kurumlardan bağımsız şekilde madencilik faaliyetlerine onay vermesi hukuken mümkün değildir.

Öte yandan kamuoyunun temel beklentisi açıktır:
Toplantıların kapalı salonlarda değil, halkın doğrudan katılımına açık biçimde yapılması…
Karar alma süreçlerinin şeffaf yürütülmesi…
Çevresel kaygıların ekonomik gerekçelerin gerisinde bırakılmaması…

İşte halk, işte toplantı
söylemi tam da bu noktada anlam kazanmaktadır. Vatandaş, kendi yaşam alanını ilgilendiren konularda masa başı kararlar değil; açık, denetlenebilir ve katılımcı süreçler talep etmektedir.

Siyasi tartışmaların merkezinde yer alan madencilik mi, çevre mi?sorusu ise sadece yerel yöneticilerin değil, merkezi yönetimin, ilgili bakanlıkların ve tüm karar vericilerin ortak sorumluluğudur. Bu nedenle konunun bir kişi ya da bir makam üzerinden yürütülmesi, meselenin özünü perdeleme riskini de beraberinde getirmektedir.

Ordu’da yaşanan tartışma, bir isim ya da bir makamdan çok daha fazlasını işaret etmektedir. Bu tartışma; yerel yönetim anlayışının, çevre politikalarının ve halkla kurulan ilişkinin nasıl şekilleneceğine dair güçlü bir sınav niteliği taşımaktadır. Kamuoyunun beklentisi nettir: Şeffaflık, hesap verebilirlik ve halkın iradesine saygı.

Bu çerçevede atılacak her adım, yalnızca bugünü değil, Ordu’nun yarınlarını da belirleyecektir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r