NECATİ ARABACI NEDEN TÜRKİYE’YE GELDİ VE KENDİNİ NEDEN TUTUKLATTI
ARKASINDA KARANLIK BİR OYUN MU VAR
TÜRKİYE’nin gündemini son dönemde en çok meşgul eden isimlerden biri olan NECATİ ARABACI, yıllar sonra ülkeye dönüşü ve ardından gelen tutuklanmasıyla yeniden tartışmaların odağına yerleşti. Avrupa’da organize suç örgütleriyle bağlantılı olduğu iddia edilen Arabacı’nın Türkiye’ye gelişi, kendi isteğiyle teslim olması ve bu gelişmenin arkasındaki olası karanlık bağlantılar kamuoyunun merakını artırıyor.
NECATİ ARABACI KİMDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR
NECATİ ARABACI 1972 yılında Almanya’nın Köln kentinde dünyaya geldi. Türk kökenli bir aileye mensup olan Arabacı, 1990’lı yıllarda Almanya’nın Köln, Leverkusen ve Ruhr bölgelerinde faaliyet gösteren eğlence mekanları ve güvenlik şirketleri üzerinden kısa sürede yeraltı dünyasında etkin bir isim haline geldi.
Alman güvenlik birimleri tarafından insan kaçakçılığı, zorla fuhuş, haraç alma ve organize suç örgütü kurmak gibi suçlamalarla yargılandı. 2004 yılında 9 yıl hapis cezası aldı ve 2007 yılında cezasının bir kısmını tamamlamasının ardından Türkiye’ye sınır dışı edildi. Almanya’nın bu sınır dışı işlemi sırasında koyduğu tek şart, Arabacı’nın bir daha Almanya’ya dönmemesiydi.
TÜRKİYE’DEKİ FAALİYETLERİ VE İDDİALAR
Arabacı Türkiye’ye dönüşünün ardından özellikle İzmir ve çevresinde, özellikle de ÇEŞME ve BODRUM gibi turizm bölgelerinde eğlence sektörüyle bağlantılı oldu. Hells Angels adlı uluslararası motosiklet grubunun Türkiye’deki faaliyetlerinde de adı geçti.
Bu dönemden itibaren Türkiye’deki gece hayatı, mekan işletmeciliği ve eğlence sektörü çevresinde ismi sık sık anılmaya başladı. Özellikle sahil bölgelerinde bazı mekanların kontrolü, haraç iddiaları, alacak verecek anlaşmazlıkları ve silahlı olaylarla ilişkili olduğu öne sürüldü.
Arabacı hakkında zaman zaman resmi belgede sahtecilik, silahlı tehdit ve suç örgütü bağlantısı gibi suçlamalar yöneltildi. Ancak birçok soruşturma sonuçsuz kaldı veya delil yetersizliği nedeniyle düşürüldü.
2025’TEKİ DÖNÜŞÜ VE TUTUKLANMA SÜRECİ
5 EKİM 2025 tarihinde NECATİ ARABACI, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’dan Türkiye’ye geldi. İZMİR ADNAN MENDERES HAVALİMANI’nda pasaport kontrolünde gözaltına alındı. Üzerinde sahte kimlik taşıdığı, INTERPOL tarafından kırmızı bültenle arandığı ve Türkiye’de “suç örgütü kurmak” ile “nitelikli yağma” suçlarından hakkında soruşturma bulunduğu ortaya çıktı.
Ancak dikkat çeken ayrıntı, Arabacı’nın Türkiye’ye kendi isteğiyle gelmiş olmasıydı. Bu durum kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Çünkü Arabacı’nın yurt dışında lüks bir yaşam sürdürdüğü, Monaco ve İspanya’da koruma altındaki kişilerle bağlantılı olduğu biliniyordu. Buna rağmen Türkiye’ye gelip kendisini adalete teslim etmesi “neden” sorusunu gündeme taşıdı.
TESLİMİYETİN ARKASINDAKİ KARANLIK OYUN
Uzmanlara göre bu gelişmenin arkasında birkaç olasılık bulunuyor.
Birincisi, Arabacı’nın Türkiye’deki bazı bağlantılarının zayıflaması ve kendi güvenliğini sağlamak amacıyla yargı korumasına sığınma ihtimali.
İkinci olasılık, Avrupa’daki suç ağları arasındaki çatışmaların Türkiye’ye sıçraması ve Arabacı’nın artık “tehdit altında” olması.
Üçüncüsü ise Türkiye’deki eğlence sektöründe yeniden etkin olma veya belli bir düzen içinde kalma amacıyla kontrollü bir teslimiyet planı.
Bazı kaynaklar Arabacı’nın Türkiye’ye dönüşünü “bir stratejik hamle” olarak değerlendiriyor. Çünkü Avrupa’da Hells Angels grubunun iç çatışmaları devam ediyor ve bu çatışmada Arabacı kanadının kayıplar verdiği biliniyor. Türkiye, onun için hem sığınak hem de yeni bir güç merkezi anlamına gelebilir.
DEVLETİN TAVRI VE HUKUKİ SÜREÇ
Türk güvenlik birimleri, Necati Arabacı’nın tutuklanmasının ardından süreci titizlikle yürütüyor. Suç örgütü kurmak, nitelikli yağma, tehdit ve yasa dışı kazanç elde etme suçlamalarıyla ilgili dosya, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülüyor.
Emniyet kaynakları, Arabacı’nın Türkiye’deki bağlantılarının araştırıldığını, özellikle sahil bölgelerindeki bazı eğlence mekanları, işletmeler ve yatırım faaliyetleriyle ilgili kayıtların incelendiğini belirtiyor.
Ayrıca, yabancı ülkelerle yapılan bilgi paylaşımı kapsamında Almanya ve İspanya makamlarından da dosya istendi. Ancak Türkiye’nin vatandaşını iade etmeme politikası gereği Arabacı’nın yargılanması Türkiye sınırları içinde yapılacak.
KAMUOYUNDAKİ TARTIŞMA
Arabacı’nın Türkiye’ye gelişi “bir teslimiyet” mi yoksa “bir planın parçası” mı sorusunu beraberinde getirdi. Kimilerine göre bu olay bir hesaplaşmanın yansıması, kimilerine göre ise uluslararası suç ağlarının Türkiye’ye uzanan yeni bir kolunun başlangıcı.
Organize suç uzmanları, bu olayın sadece bir kişinin yakalanması olmadığını, Türkiye’deki turizm bölgeleri ve eğlence sektöründe yıllardır süren kontrol savaşlarının yeni bir evresine işaret ettiğini belirtiyor.
Bazı yorumcular, Arabacı’nın Türkiye’de bazı çevrelerle işbirliği içinde olabileceğini, bu nedenle tutuklanmasının ardında güç dengelerinin değiştiğini öne sürüyor. Ancak bu iddialar henüz resmiyet kazanmış değil.
TÜRKİYE VE AVRUPA ARASINDAKİ SUÇ AĞI BAĞLANTILARI
Avrupa’da özellikle Almanya, Hollanda ve İspanya merkezli suç örgütlerinin Türkiye’de faaliyet yürüttüğü uzun süredir biliniyor. Bu yapıların büyük kısmı kara para aklama, eğlence sektörü ve yasadışı bahis faaliyetleri üzerinden para döndürüyor.
Arabacı’nın da bu ağların Türkiye kolunda önemli bir isim olduğu öne sürülüyor. Ancak bu bağlantılar bugüne kadar yargı süreçlerinde net olarak ortaya konmadı.
Interpol kayıtlarında ismi geçen Arabacı’nın Avrupa’daki suç çevreleriyle Türkiye arasındaki para trafiğini yöneten kişilerden biri olduğu iddiası, uluslararası güvenlik birimleri tarafından da yakından izleniyor.
Necati Arabacı’nın Türkiye’ye dönüşü ve ardından gelen tutuklanması, sadece bireysel bir olay değil; uluslararası organize suç ağlarının Türkiye üzerindeki etkisini yeniden gündeme taşıyan karmaşık bir tabloyu işaret ediyor.
Arabacı’nın teslimiyeti planlı mıydı, bir güç hesaplaşmasının sonucu muydu yoksa kendi güvenliği için atılmış stratejik bir adım mıydı, bu soruların yanıtı ilerleyen yargı sürecinde ortaya çıkacak.
Ancak kesin olan bir şey var: Bu dava Türkiye’nin organize suçla mücadelesinde bir dönüm noktası olabilir. Çünkü bu kez hem geçmişiyle hem de bugünkü bağlantılarıyla dev bir suç zincirinin halkaları bir araya gelmiş durumda.
KAYNAK:
SADAKAT HABER
Cemalpeker
News
