KÖŞE YAZISI:AFFETMEK İNSANI ZİNCİRLERDEN KURTARAN EN BÜYÜK ÖZGÜRLÜK
Kalp kinle dolduğunda insan huzur aramayı bırakır. çünkü o anda huzurun kapısını bizzat kendisi kapatmıştır. Düşmanlık insanın içini ısıtan bir ateş gibi görünse de aslında için için yakan, uykuları çalan, zihni karartan bir kıvılcımdır. Kin ve nefretin hüküm sürdüğü bir kalpte ne iyilik filiz verir ne de insan kendisiyle barışabilir. Böyle bir duygunun sırtına yüklediği ağırlık, zamanla bedenin değil ama ruhun çöküşüne neden olur.
Oysa affetmek, çoğu insanın sandığının aksine karşımızdakine verilmiş bir ödül değildir. Asıl ödül, insanın kendisine verdiği bir özgürlüktür. Affetmek, kalbin üzerindeki pası siler. ruhun bağlanmış ellerini çözer. İnsan kendisine yapılan haksızlığı, kırgınlığı, ihaneti belki hiçbir zaman unutamaz. Hafıza insana hatırlatmayı bırakmaz. Ancak affetmek, o hatıranın ruhu esir almasını engeller. Affeden kişi hatırlamaya devam eder ama artık acımayı bırakır; hafızasında alev yerine bir iz taşır.
İnsan neden affetmekte zorlanır? Çünkü egosu adalet ister, gururu hesap sorar, kalbi kendini korumaya alır. Fakat gerçek adalet, öfkeyle değil hikmetle sağlanır. Affetmenin sağladığı içsel denge, insanın kendisini tüketen kırgınlıklardan çekip çıkarır. Her affediş, insanın kendisine uzattığı bir yardım elidir.
Affetmek, bir zayıflık göstergesi değildir, aksine en güçlü insanların tercihidir. Çünkü güçlü insan intikam ateşini değil, iç huzurunu önemser. Güçlü insan karşısındakinin neyi hak ettiğine değil, kendi ruhunun neyi hak ettiğine bakar. Ve bilir ki ruh, hafiflemeyi hak eder. Yıllarca taşınan bir öfke, insanın bedenini değil ama kalbini çürütür. Affetmek ise kalbi yeniden yeşerten bir yağmurdur.
Bugün toplum olarak nefret, tartışma, öfke ve kırgınlıklar içinde savruluyoruz. Herkes kendi doğrusu için mücadele ediyor ama kimse kendi iç huzuru için mücadele etmiyor. Oysa en büyük devrim, insanın kendi kalbinde başlar. Kendisini affetmeyi başaran kişi, karşısındakini de affetmeyi öğrenir; hayatın yükünü taşımak kolaylaşır.
Affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceğin yönünü değiştirir. Çünkü affeden kişi, intikamın değil huzurun yolunu seçer. Affeden kişi, zincirlerini kırar. Affeden kişi, kendisini özgürleştirir.
Bugün bir kez daha düşünmek lazım:
Acaba bizi tüketen, başkalarının bize yaptığı haksızlıklar mı, yoksa affedemeyişimizin kendi ruhumuza vurduğu zincirler mi?
Cevap aslında çok açık. Zinciri kırmak da hepimizin elinde.
Ahmet Cemal Peker