HABER DÜNYA BASIN FEDERASYONU GENEL BAŞKANI BOB FARMER HAYFA YANIYOR: ‘HAYBER’ FÜZESİ VE TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİK KALKANI
HAYFA YANIYOR: ‘HAYBER’ FÜZESİ VE TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİK KALKANI
Ortadoğu cehenneme
dönerken, İran’ın ‘Hayber’i delen’ füzesi İsrail’in Hayfa limanını alevler içinde bıraktı. Bu gelişme, sadece Tel Aviv-Tahran geriliminin değil, aynı zamanda bölgesel güvenliğin ne kadar kırılgan hale geldiğinin de açık kanıtı oldu.
Bu bağlamda, Türkiye’nin coğrafi, diplomatik ve askeri pozisyonu, kendisini her türlü senaryonun merkezinde bulmasına yol açarken, Ankara’nın alacağı önlemler artık ertelenemez bir zorunluluk haline gelmiştir.
İRAN’IN MESAJI FÜZEYLE VERİLDİ: HAYFA’YI DELEN HAYBER’
İran Devrim Muhafızları tarafından geliştirilen, menzili 1.400 km’ye kadar ulaşabilen, yüksek patlayıcı başlık taşıma kapasitesine sahip orta menzilli balistik füze “Hayber”, Arapça adıyla “Hayber Şekan”, İsrail’in kuzeyindeki stratejik liman kenti Hayfa’ya doğrudan isabet etti. Liman altyapısı, enerji hatları, sivil bölgeler ve savunma tesisleri ciddi zarar gördü.
Bu füzeyle birlikte İran, sadece bölgedeki güç değil, aynı zamanda mesaj veren bir stratejik oyuncuyum” söylemini sahaya taşımış oldu. Hayber” ismi ise İslam tarihine doğrudan referansla, sembolik olarak “Yahudi kabilelerine karşı kazanılmış bir zaferin” günümüzdeki yeniden canlandırması anlamına geliyor.
HAYBER FÜZESİ NEDEN STRATEJİK ÖNEME SAHİP?
Menzil: Türkiye, İsrail, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, ABD’nin Ortadoğu’daki üsleri dahil olmak üzere çok geniş bir alanı kapsayabilecek yetenekte.
Hareket kabiliyeti: Katı yakıt teknolojisi sayesinde hızlı fırlatma ve mobil platformlardan ateşlenebilme özelliği taşıyor.
Saptırıcı sistemler: Elektronik harp sistemlerini yanıltabilen özel kaplaması sayesinde mevcut hava savunmalarını zorlayabiliyor.
Siyasi mesaj: Askeri etkisinin yanı sıra, İran’ın füzeyi isimlendirmesi bile Ortadoğu’daki mezhep ve ideolojik kutuplaşmayı büyütme amacı taşıyor.
TÜRKİYE BU SAVAŞA GİRMEMELİDİR AMA GİRERSE…
Türkiye, tarihsel, coğrafi ve siyasal konumu itibarıyla bölgede denge unsuru olmalı, savaşın tarafı değil çözümün kurucusu rolünü oynamalıdır. Ancak çatışma Türkiye sınırına yaklaşırsa veya doğrudan tehdit oluşturursa şu stratejik adımlar ivedilikle atılmalıdır:
1. MİLLİ HAVA SAVUNMA ŞEMSİYESİ HEMEN TAMAMLANMALI
S-400’ler aktif hale getirilmeli veya NATO’dan bağımsız çalışabilecek şekilde entegre edilmelidir.
HİSAR-A+, HİSAR-O+ ve SİPER uzun menzilli hava savunma sistemlerinin seri üretimi hızlandırılmalı, kritik şehirlerin çevresi bu sistemlerle çevrilmelidir.
Doğu ve Güneydoğu’daki radar erken uyarı sistemleri güncellenmeli ve Karadeniz hattı da dahil olmak üzere kuşatıcı bir sensör ağı kurulmalıdır.
2. UZAY VE BALİSTİK TEKNOLOJİLERDE MİLLİLEŞME HIZLANDIRILMALI
Türkiye’nin kendi balistik füze programı için TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN öncülüğünde yeni nesil füze test merkezleri inşa edilmelidir.
Uydu radar sistemleri, düşman balistik faaliyetlerini önceden tespit edecek biçimde yeniden yapılandırılmalıdır.
Yörüngede aktif görev yapacak milli savunma uyduları geliştirilmelidir.
3. SİBER HARP VE ELEKTRONİK MÜDAHALE ÜNİTELERİ OLUŞTURULMALI
Hayber gibi gelişmiş füzeler, fırlatma öncesi radarlarla tespit edilemeyebilir ancak siber takip ve elektronik karıştırma ile yönlendirme sistemleri hedef alınabilir.
TSK bünyesinde bağımsız çalışan SİBER MÜDAHALE KOMUTASI kurulmalıdır.
İran, İsrail, ABD gibi ülkelerin elektronik harp ağlarıyla boy ölçüşebilecek algoritma tabanlı müdahale sistemleri acil olarak geliştirilmeli.
4. ULUSLARARASI DİPLOMASİ MASASI GÜÇLENDİRİLMELİ
Türkiye, İran-İsrail geriliminde arabuluculuk pozisyonunu NATO ve İslam İşbirliği Teşkilatı üzerinden güçlendirmeli.
Körfez ülkeleri, Mısır, Ürdün ve Katar gibi aktörlerle diplomatik koordinasyon artırılarak İran’ın yalnızlaşması yerine dengeye çekilmesi sağlanmalı.
ABD ile ilişkiler yeniden tanımlanarak “üçüncü bir cephe” haline gelmekten kaçınılmalı.
5. SİVİL HAZIRLIK PLANI VE TOPLUMSAL BİLİNÇ
Balistik tehdit senaryolarına karşı sivil savunma protokolleri yenilenmeli, şehirlerde barınak haritaları ve erken uyarı sistemleri kurulmalı.
Medya aracılığıyla halk bilinçlendirilmeli, sosyal panik yaratacak dezenformasyonlara karşı devlet destekli dijital temizlik politikası uygulanmalıdır.
BOB FARMER YAZDI: TÜRKİYE, SADECE KENDİNİ DEĞİL, İNSANLIĞI DA KORUMAK ZORUNDA
Türkiye, Ortadoğu’da ateşin büyüdüğü her senaryoda masanın sadece bir parçası değil; masa kurucusudur. Bugün Hayfa yanıyorsa, yarın başka limanlar hedefte olabilir. Ama unutulmamalıdır ki bu coğrafyada ateşi söndürecek tek güç, merhameti adaletle buluşturan akıl ve stratejidir.
Ve o akıl, ne Batı’da ne Doğu’da… o akıl, bu milletin tarihinden süzülüp gelen milli şuurda saklıdır.
Hazırlayan:BOB FARMER
SKY HABER TV
İMTİYAZ SAHİBİ
Araştırmacı Gazeteci
Sky Haber TV
Savunma Stratejileri ve Uluslararası Güvenlik Uzmanı