Dünya İnsanlığını Yok Oluşa Sürükleyen Sessizlik: Gazze’den İklim Felaketine, Ekonomik Çöküşten Medya Sansürüne Küresel Çığlık
  • Sadakat Haber
  • Gündem
  • Avrupa
  • Dünya İnsanlığını Yok Oluşa Sürükleyen Sessizlik: Gazze’den İklim Felaketine, Ekonomik Çöküşten Medya Sansürüne Küresel Çığlık

Dünya İnsanlığını Yok Oluşa Sürükleyen Sessizlik: Gazze’den İklim Felaketine, Ekonomik Çöküşten Medya Sansürüne Küresel Çığlık

ABONE OL
Ağustos 15, 2025 08:10
Dünya İnsanlığını Yok Oluşa Sürükleyen Sessizlik: Gazze’den İklim Felaketine, Ekonomik Çöküşten Medya Sansürüne Küresel Çığlık
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Dünya İnsanlığını Yok Oluşa Sürükleyen Sessizlik: Gazze’den İklim Felaketine, Ekonomik Çöküşten Medya Sansürüne Küresel Çığlık

Gazze’de devam eden saldırılar, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 1. maddesinde yer alan “uluslararası barış ve güvenliğin korunması” ilkesini açıkça ihlal ediyor. Sivillerin hedef alınması, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri’nin savaş hukukuna ilişkin maddelerine göre savaş suçu niteliği taşırken, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 3. maddesinde güvence altına alınan “yaşama hakkı”nı doğrudan ortadan kaldırıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 7. maddesi ise bu tür sistematik saldırıları “insanlığa karşı suç” olarak tanımlıyor.

İklim krizi, 1992 Rio Çevre ve Kalkınma Bildirgesi’nin 15. maddesinde belirtilen “ihtiyat ilkesi”ni hiçe sayan politikaların sonucudur. Bilim insanlarının uyarılarına rağmen atmosfere salınan sera gazları, Paris İklim Anlaşması’nın 2. maddesinde yer alan “küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlandırma” hedefini imkansız hale getiriyor. Bu durum yalnızca çevresel değil, aynı zamanda halkların gıda, su ve barınma hakkını ihlal eden çok boyutlu bir insan hakları krizine dönüşmektedir.

Küresel ekonomik çöküşün eşiğinde olan dünya, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 11. maddesinde güvence altına alınan “yeterli yaşam standardı” ilkesini ihlal ediyor. Milyarlarca insan yoksulluk sınırında yaşarken, gıda fiyatlarındaki artış ve enerji savaşları kitlesel göçleri tetikliyor, bu da uluslararası güvenliği daha kırılgan hale getiriyor.

Teknoloji ve yapay zekâ alanında yaşanan kontrolsüz gelişmeler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde güvence altına alınan “özel hayatın korunması” hakkını tehdit ediyor. Küresel gözetim ağları, veri toplama ve manipülasyon teknikleri, bireylerin ifade özgürlüğünü ve demokratik iradesini sistematik biçimde kısıtlıyor. BM İnsan Hakları Konseyi’nin ifade özgürlüğüne ilişkin raporları, bu durumun demokratik düzenler üzerinde yıkıcı etkilerini defalarca belgeledi.

Bütün bu krizlerin ortak paydası, uluslararası toplumun ve küresel liderlerin sessizliği ya da çıkar temelli kayıtsızlığıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 30. maddesi, hiçbir devletin veya bireyin bu belgede tanınan hak ve özgürlükleri ortadan kaldıracak bir faaliyette bulunamayacağını açıkça belirtir. Ancak bugün, bu madde dünyanın pek çok bölgesinde yok sayılmaktadır.

Dünya halklarına düşen görev, sessizliği bozmak, hakikatin peşinden gitmek ve ortak değerleri savunmaktır. Adalet, ancak cesur adımlar ve küresel dayanışma ile yeniden inşa edilebilir.

Bob Farmer

Dünya Basın Federasyonu Genel Başkanı

1TVTR İmtiyaz Sahibi

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r