CUMHURBAŞKANI’NIN ABD ZİYARETİ: FİLİSTİN, İSLAM DÜNYASI VE YENİ DENGELER
CUMHURBAŞKANI’NIN ABD ZİYARETİ: FİLİSTİN, İSLAM DÜNYASI VE YENİ DENGELER
Cumhurbaşkanı’nın Amerika Birleşik Devletleri’ne gerçekleştirdiği resmi ziyaret, diplomatik kulislerde yalnızca ikili ilişkiler çerçevesinde değil, Filistin meselesi ve İslam dünyasının geleceği bağlamında da kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.
FİLİSTİN DOSYASI MASADA
ABD ziyaretinin en kritik başlığı Filistin oldu. Washington yönetiminin İsrail’e verdiği koşulsuz destek, son aylarda Gazze’de yaşanan insani dram ve uluslararası toplumun sessizliği, Ankara’nın diplomatik ağırlığını artırmasını zorunlu kıldı. Görüşmelerde, ateşkes ve insani yardım koridorlarının güçlendirilmesi temel gündemlerden biri oldu.
Türkiye’nin uzun süredir savunduğu iki devletli çözüm önerisi, Washington’da yeniden gündeme taşındı. Ancak ABD yönetiminin bu konudaki tutumu, İsrail’in güvenliği önceliğine sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam ediyor.
İSLAM DÜNYASININ DAĞINIKLIĞI
Ziyaret, aynı zamanda İslam dünyasının Filistin konusunda gösterdiği dağınıklığı bir kez daha ortaya çıkardı. Arap ülkelerinin bir kısmı İsrail ile normalleşme süreçlerini hızlandırırken, diğer kısmı sessizlik içinde kalmayı tercih ediyor. Bu tablo, Ankara’nın İslam dünyasında ‘Filistin için tek ses’çağrısını daha da öne çıkardı.
Cumhurbaşkanı’nın Washington temaslarında bu konuyu da gündeme getirmesi, Türkiye’nin yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte İslam dünyasının sözcüsü olma iddiasını güçlendirdi.
STRATEJİK ORTAKLIK VE ÇIKARLAR
ABD ile yapılan görüşmelerde savunma sanayii, enerji güvenliği ve ticaret başlıkları da ele alındı. Ancak bu başlıkların, Filistin meselesiyle dolaylı bir bağlantısı bulunuyor. Zira Ankara, Batı ittifakıyla ilişkilerini derinleştirirken, aynı zamanda İsrail’in Gazze’deki politikalarını sert biçimde eleştirmeye devam ediyor. Bu ikili denge, Türk dış politikasının önümüzdeki yıllarda en hassas dengesi olacak.
YENİ BİR KAVŞAK
Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti, yalnızca iki ülke ilişkilerinin değil, aynı zamanda Filistin dosyasının, İslam dünyasının birliğinin ve küresel diplomatik dengelerin yeniden şekillenmesinin parçası oldu.
Washington’da yapılan görüşmeler, bir yandan işbirliğinin zorunluluklarını, diğer yandan ise Filistin meselesinde derinleşen görüş ayrılıklarını gözler önüne serdi. Bu tablo, İslam dünyasının geleceğinin dağınık politikalarla değil, ortak hareket kabiliyetiyle şekilleneceğini gösteriyor.
Sadakat Haber TV
Haber, Cemal Peker