Devletin Derinliklerine Uzanan Mafya Operasyonu: Selahattin Yılmaz Dosyası
Türkiye, son yılların en çarpıcı mafya operasyonlarından biriyle karşı karşıya. İstanbul merkezli düzenlenen, Ankara, Antalya, Muğla ve Samsun’a uzanan operasyonlarda, suç örgütü lideri’olduğu belirtilen Selahattin Yılmaz ve beraberindeki isimler gözaltına alındı. Ele geçirilen silahlar, cephaneler, zırhlı araçlar ve yüklü miktarda para, dosyanın büyüklüğünü ortaya koydu. Ancak bu operasyon yalnızca bir mafya temizliği değil, devletin kritik damarlarına kadar sızmış ilişkilerin de gün yüzüne çıkması anlamına geliyor.
Operasyonun perde arkasında, Yılmaz’ın MHP içindeki temasları dikkat çekiyor. Yılmaz’ın geçen yıl Devlet Bahçeli’yi ve MHP Grup Başkanvekili İzzet Ulvi Yönter’i ziyaret etmesi, Yönter’in kendisine “değerli dava arkadaşım, iş dünyasının müstesna ismi’diye hitap etmesi, operasyon kararında siyasetin nasıl konumlandığı sorularını doğurdu. Bahçeli’nin bu operasyon için ,olur’verdiği iddiaları, siyasetin derin koridorlarında tartışılmaya devam ediyor.
Daha çarpıcı olan ise savunma sanayine uzanan casusluk iddiaları. Yılmaz’ın, Milli Savunma sanayi ihaleleri ve MKE bağlantıları üzerinden yürütülen kirli ilişkiler ağıyla gündeme gelmesi, dosyayı bir güvenlik meselesine dönüştürdü. Eski MKE yöneticileriyle kurulan bağlar, mafyanın yalnızca yeraltı dünyasında değil, devletin en stratejik kurumlarında da menfaat ilişkileri arayışına girdiğini ortaya koyuyor. TÜBİTAK ve bazı özel savunma firmaları üzerinden yürütülen girişimler, bu hattın bir casusluk faaliyetine dönüşme ihtimalini gündeme getirdi.
Yılmaz’ın mafya dünyasındaki yükselişi, lüks yaşamı ve şatafatlı gösterileri de uzun süredir biliniyordu. Görkemli araç konvoyları, milyonlarca liralık mücevherler, gösterişli davetler ve siyaset-bürokrasi-mafya ekseninde kurulan ilişkiler, onun yalnızca yeraltı dünyasında değil, yer üstünde de dikkat çekici bir güç haline gelmesini sağladı. Ancak bu güç, operasyonla birlikte çöküşe geçti.
Alaattin Çakıcı’nın bu süreçteki tavrı ise dikkat çekici. Çakıcı ile Yılmaz’ın yakınlığı yıllardır biliniyor. Çakıcı’nın kardeşi ve partili milletvekilleriyle birlikte Yılmaz’ın özel davetlerinde yer alması, iki isim arasındaki dostluğun işbirliğine dönüştüğünü gösteriyor. Operasyonun ardından Çakıcı cephesinde yaşanan huzursuzluk, yakın çevresine uzanan gözaltı dalgasının paniğini ortaya koyuyor. MHP içinden gelen Sedat Peker paylaşımları da bu rahatsızlığın parti içinde yankı bulduğunun işareti. Yorumlara göre, asıl rahatsızlık mafyanın siyasetle kurduğu bağlardan değil, askeri casusluğa varan ilişkilerin ortaya çıkmasından kaynaklanıyor.
Selahattin Yılmaz dosyası, Türkiye’de mafya yapılanmalarının artık sadece yeraltı hesaplaşmalarıyla değil, devletin güvenlik damarlarına kadar sızan bir tehlike haline geldiğini gösteriyor. Bentleylerle, pırlanta yüzüklerle süslenen bir ihtişamın arkasında, kamu güvenliğini tehdit eden ve siyasi bağlantılarla ayakta duran bir çete düzeni vardı. Bu düzenin çökertilmesi, yalnızca adli bir süreç değil, devletin kendi içindeki karanlık ağlarla yüzleşmesi anlamına geliyor.
Bu operasyonun ardından gözler, savunma sanayi içindeki casusluk iddialarına ve mafya-siyaset hattının derinleşmiş bağlantılarına çevrilmiş durumda. Türkiye’nin önünde, yalnızca bir suç örgütünü değil, devletin içinde filizlenen çeteleşmeyi deşifre etme sorumluluğu bulunuyor.
GÜNDEM
28 dakika önceGÜNDEM
5 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
5 gün önceGÜNDEM
5 gün önce