Ben yoruldum hayat, gelme üstüme…
Hani bir şarkı var ben yoruldum hayat diye…
Ciddi anlamda, gerçekten de yordun be bizi hayat.
Hırslarınla, heveslerinle, çocuksu isteklerinle, bitip-tükenmeyen bilmeyen nefsinle!
İnan yorulduk be hayat…
Ortada ne var sanki?
Dün geldik şu sahte âleme, bugünü kararımızca yaşamaya çalışıyoruz ve nasiplisi olur ise yarın da geldiğimiz gibi sessiz ve sedamızı bırakarak, çıkıp gideceğiz.
Hiç merak etme farkındayız, birileri ardımızdan hiç bekletmeden “gömün” diye seslenecekken; başka birilerinin de, yanaklarından aşağı düşmemek için yılların inat duvarına yaslanan mertekler gibi sıcacık bir damla yaşın cihadını yaşayacağına adım gibi eminim.
Yarım kalan bir şarkı gibi dudaklarda izi kalacak cümlelerin.
Henüz işimiz bitmemiş ti ki, dercesine.
Ve
Emin ol, çok yorulduk be hayat…
Özlemlerimiz bir siyasetçinin sırıtan iki dudağının arasına hapsedilmiş, müebbet yemişçesine.
Kaç zaman bekledik af umudunun yolunu, sen bilir misin? Çocuk…
Pembe düşlerde asılı kalmadı mı, yıllarca yollara serdiğimiz, ki ömrümüzün baharında kışa çevirdiğimiz yorgunluğumuz! Bir inat, bir hırs ve bir ego penceresinden aşağı silkelediğimiz gençliğimizle birlikte.
Hangi mesafe taşının yanına bırakıp ta geçtik çocuksu hayallerimizi?
Hani bir bardak demli çayın hayalini kurardık ya; dumanı tüten ve yüreğimiz misali sımsıcak.
İşte böyle bir masumiyetin bohçasına sarmıştık yarınlara dair ne varsa.
Heyhat!
Bürokrasi zincirinin şakşakları arsında sıkışıp kalmıştı oysaki düşlerimiz. Birisinin yapın dediğine, başka birisi kaşlarını kaldırarak hayır dercesine ketum.
Altta kalanın canı çıksın, kimin umurunda ki? Nasıl olsa onların büyük bir çoğunluğu kibir atlarıyla geçecek sanırsın sıratı.
Hayaller kurulmuş, muş, muş…
Hehh…
Havasına baksan Kiziroğlu Mustafa beg; peh, peh, peh.
Ta bi yersen…
Bu arada;
Gözümüz aydın olsun artık.
Onları da; hani şu bohçamızda olanları da kirlettiniz ya, size ne demeli bilinmez ki!
Bence de artık gömün gitsin, değmez bir salise daha tutmaya bu toprak üstünde. Değil mi ki yorulduğumuza değsin.
Gittiğimiz yerde tartışırız artık; hani şu hayal/meyal hatırladığımız yarım kalan bir dünya masalımız olan, bahse konumuz stadı buraya koymalı mı, yoksa koymamalı mı?
Birileri, altından suyu mu çıktı? Diye sormadan…
Kafayı yedirttiniz ya bana yakında son tel saçım yolunmadan…
Eee yeter artık be hayat, yordun ya bizi…
Gelmesen diyorum artık üstüme.
Hakan Dikmen
GÜNDEM
10 saat önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
5 gün önceGÜNDEM
5 gün önceGÜNDEM
6 gün önceGÜNDEM
6 gün önceTARİH: 23.06.2025 İMZA: CEMAL PEKER HABER DOSYASI PİYONLARA ÇAĞRI: MAZLUMLARIN AHINI DUYUN, BU KANLA BESLENEN DÜZENİ DURDURUN!”
ADALETİN ONUR KOLTUĞU YENİDEN ORHAN KIRCALI’YA EMANET TBMM ADALET KOMİSYONUNDA YENİ DÖNEM BAŞLADI
HALİT DOĞAN’LA SAMSUN YÜZYILI BAŞLADI: SESSİZ GÜCÜN STRATEJİK YÜKSELİŞİ Cemal PEKER | Sky Haber TV – Özel Haber
AİLE HEKİMLİĞİNDE ÜCRET KESİNTİLERİ SONLANDIRILMALI Türk Sağlık-Sen olarak ay başında her sağlık çalışanının ne kadar ücret alabileceğini TEK KALEM MAAŞ önerimizin ne kadar zaruri olduğu, bugünlerde aile hekimliklerinde yaşanan durumlar nedeniyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. 6 ay aile hekimliğine gelmeyen vatandaşlar için kesinti yapılması ve aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının hiçbir sorumluluğu yokken bu durumdan dolayı adeta cezalandırılarak ücretlerinin düşürülmesi kabul edilemezdir. Bunun yanı sıra ayrıca HYP düzenlemesinin de her çalışanın kendi yaptığı HYP üzerinden sorumlu olacağı bir düzenleme olmaması nedeniyle de mağduriyetin devam ettiği görülmüştür. Söz konusu bu iki ana mesele başta olmak üzere katsayılar ve memnuniyet oranına bağlı ödemeler gibi çalışanları mağdur eden düzenlemeler, geçtiğimiz hafta Genel Başkanımız Önder Kahveci tarafından Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci’ye iletilmiş ve Sayın Bakan Yardımcısı da kısa süre içerisinde yapılacak yeni bir düzenleme ile bu durumun sona ereceğini ifade etmişlerdir. Fakat henüz herhangi bir düzenlemenin yapılmadığı görülmemektedir. Söz konusu durum Aile hekimleri ve aile hekimliği çalışanlarının ücretlerinde %20’ye varan kayıplara neden olmaktadır. Böyle bir kayıp kabul edilemezdir. Bakanlık bir an önce gerekli düzenlemeyi yaparak bu mağduriyeti ortadan kaldırmalıdır. Mesele çok ciddi bir boyuttadır, aile hekimliği çalışanlarının hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen yaşadıkları bu kayıplar sistemin sürdürülebirliğinide tartışmaya açmaktadır. Bakanlık acil olarak düzenleme yapmalı ve bu duruma bir son vermelidir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı tüm çalışanların ücretlerinde her ay yeni bir sürpriz yaparak kesintiler uygulamaktan, çalışanların ekonomilerini belirsizliğe sürüklemekten vazgeçmelidir. Türk Sağlık-Sen olarak meseleyi tüm platformlarda takip etmeye ve çözüme kadar mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz ve edeceğiz.